63
Kuruluşumuzun 101. yıl dönümü ve yeni yönetimimizin göreve başlaması münasebetiyle, Başkanımız Osman Sungur, Yönetim Kurulu Üyelerimiz, Denetleme, Disiplin ve Divan Kurulu Üyelerimiz, altyapı teknik ekibi ve futbolcularımız, kulüp personelimiz ile taraftar temsilcilerimiz Anıtkabir’i ziyaret ederek Atatürk’ün mozolesine çelenk bıraktı.
Başkanımız Osman Sungur, Yönetim Kurulu Üyelerimiz, Denetleme, Disiplin ve Divan Kurulu Üyelerimiz, Altyapıdaki teknik ekip ve futbolcularımız, kulüp personelimiz ve taraftar temsilcilerimiz, kuruluşumuzun 101. yıl dönümü ve yeni yönetimimizin göreve başlaması münasebetiyle Anıtkabir’i ziyaret etti.
Aslanlı Yol’dan yürüyerek tören alanına geçen Başkanımız Osman Sungur ve beraberindeki heyet, kırmızı-beyaz karanfillerle süslenmiş çelengi Atatürk`ün mozolesine koydu ve saygı duruşunda bulundu. Yapılan törenin ardından Anıtkabir merdivenlerinde toplu olarak hatıra fotoğrafı çektiren heyet daha sonra Misak-ı Milli Kulesi`ne geçti. Burada Anıtkabir Özel Defteri’ni imzalayan Başkanımız Osman Sungur şu ifadelerde bulundu: “Ebedi eseriniz Nutuk’a ‘1919 senesi Mayıs’ının 19. günü Samsun’a çıktım’ diye başlamıştınız. Bizler de Gençlerbirliği’nin 16.Genel Kurulu tarafından seçilen yönetim, disiplin, denetleme kurulu üyeleri ve taraftarlarımız ile birlikte sporun temsilcileri olarak aynı azim ve kararlılıkla bugün, 19 Mart’ta huzurunuza çıktık. Bizler biliyoruz ki, ‘zeki, çevik ve ahlaklı sporcuların’ olduğu kulübümüz, seninle buluştuğumuz yerdir. Kişiye, zümreye, şanslı bir azınlığa ya da bir ailenin lütfuna terk edilmeyen ve mavi gözlü bir çocuktan dünyanın hakları gasp edilmiş tüm halklarına umut olan bir lideri çıkaran Cumhuriyet’in karış karış her toprağı senin eserindir. Bizimse bu kazanımları kaybetmeye tahammülümüz yoktur. Bu uğurda verdiğimiz çabanın üzerine güneş olup her gün yeniden doğacağının farkındayız. Bu sebeple, Anıtkabir’den, senin huzurundan yola çıkmak çocuklarımıza, geleceğimize ve Türk sporuna minnetle karışık borcumuzdur. Asıl borcumuzun, açtığın aydınlık yolda hiç yılmadan yürüyerek tüm ümidinin onda olduğunu söylediğin gençlikle birlikte, ‘Küçük Hanımefendiler’, ‘Küçük Beyefendiler’ diye hitap ettiğin çocuklara spor ile aydınlık bir gelecek bıraktığımız zaman biteceğinin farkındayız. Tüm çabamız, bu kutlu borcumuzu ödemek içindir. Umutsuz durumların değil umutsuz insanların olduğunu, senin hiçbir zaman umudunu yitirmediğini iyi biliyoruz. Bizler de Cumhuriyetimiz ve çocuklarımız için durmadan çalışacağımıza, gelinciklerin o güzel duruşunu sporumuza zekilik, çeviklik ve ahlaklılık olarak katkı vereceğimize dair söz veriyoruz. Saygıyla, şükranla ve tarifine dünyadaki hiçbir dilin yetmeyeceği özlemimizle…”